Sosyal Anksiyete Bozukluğu Hakkında 5 Efsane

Sosyal anksiyete yaygın bir psikolojik problemdir, fakat genel halk tarafından ve hatta bazı profesyoneller tarafından iyi anlaşılmamıştır.

Sosyal anksiyeteyi yaşayan insanlar, sosyal ve performans durumlarında olduklarında yargılandıkları ve değerlendirildiklerini hissederler. Kaygı duydukları kaygı ve korkunun, kaygının kontrol altına alınmasının ya da önlenmesinin imkânsız olduğunu biliyor olsalar da.

Diğer insanlar etrafında olduğunuzda her zaman sosyal kaygı yaşarsanız, hiç rahatlamak ve başkalarının yanında olmak çok zor olabilir.

Herkesin sizi yargıladığı gibi hissettiğinde, sosyal durumlardan tamamen kaçınmak bazen daha kolay görünüyor.

Çoğunlukla şiddetli sosyal kaygı yaşayan insanlar, sorun yaşayan dünyadaki tek insan olduklarına inanırlar ve kimseye söylemezler.

Sosyal kaygınız olabileceğine inanıyorsanız, bu makale bu korku hakkındaki bazı mitleri anlamanıza ve probleminiz için yardım almanıza yardımcı olacaktır.

Efsane # 1: Sosyal Anksiyete Bu Ortak değil mi

Gerçek: Sosyal kaygı çoğu insanın hayatında bir noktada yaşanmaktadır.

Lisede verdikleri bir konuşma sırasında ya da ilk iş görüşmesine gittiklerinde herkes bir süre kelebek alır.

Bu insanlar arasında, bazıları daha aşırı bir sosyal kaygı biçimine sahip olacaklar.

Nüfusun% 2 ile% 13'ü arasında sosyal anksiyete bozukluğu (SAD) olarak düşünülebilecek sosyal kaygıya sahip olduğu düşünülmektedir.

Efsane # 2: Sosyal Anksiyete Sadece Kamu Konuşma Söylemlerini Anlamıyor

Gerçek: Sosyal kaygı, birçok farklı sosyal ve performans durumunda kaygı ve korkuyu ifade eder.

Bunlar kamu konuşma ve performans gibi resmi olayları içerebilir; yabancılarla tanışma ya da bir partiye gitme gibi gayri resmi konuşma ve etkileşim; anlaşmazlık ifade etmek gibi zor durumlar; ve diğerleri gibi yemek yemek gibi günlük olaylar.

Bu tetikleyicilerin her biri arasındaki ortak konu, değerlendirilme potansiyeli olduğu yönündedir.

Efsane # 3: Sosyal Anksiyete Sadece Sinir Duyduğunuzu Demektir

Gerçek: Sosyal kaygı, beraberinde sadece bir tanesi sinirlilik hissi veren bir semptomlar dizisi getirir.

Sosyal kaygıdan muzdarip olursanız, bilişsel (düşünme) problemleri, somatik (fiziksel) problemler, davranışsal problemler ve duygusal (duygusal) problemler yaşayacaksınız.

Örneğin, bir yabancıyla ilk defa tanışmak için kendiniz düşünebilirsiniz:

"Benim için fakir bir konuşma uzmanı olduğumu söyleyebilmelidir."

Elleriniz titremeye başlayabilir, durumdan kaçmak gibi hissedebilir ve hatta sosyal olarak iyi yapmanın umutsuzluğunu hissedebilirsiniz.

Efsane # 4: Sosyal Anksiyete ve Utangaçlık Aynı Şey

Gerçek: Sosyal kaygı ve utangaçlık çok benzer olsa da, aynı şey değildir.

Sosyal kaygı, sosyal ya da performans durumlarına dair korku duygularını içerir, ancak bu durumlardan kaçınmayı ya da geri çekmeyi her zaman içermez.

Bazı insanlar çok dışa çıkabilir gibi görünebilir, ama içte, kendilerini endişelendiren çok endişeli ve çok iyi hissederler.

Aksine, utangaç olanlar, sosyal kaygı duyguları yüzünden sosyal ilişkiden çekilme veya onlardan kaçma eğilimindedir. Utangaç insanlar her zaman sosyal kaygı yaşarlar, ancak sosyal kaygısı olanlar her zaman utangaç olmayabilirler.

Efsane # 5: Sosyal Anksiyete, Yaşamayı Öğrenmeniz Gereken Bir Sorun mu?

Gerçek: Bazı insanlar, günlük olarak çalışamayacakları ya da evi terk edemeyecek kadar korkunç bir sosyal kaygı yaşarlar.

Diğerleri genel olarak iyi işlev görürler ancak kamu konuşma korkusu gibi hedeflere ulaşma yolunda belirli bir korkuya sahiptirler.

Her iki durum da umutsuz ya da “birlikte yaşanması gereken” bir şey değildir. İlaç tedavisi ya da bilişsel-davranışçı terapi gibi etkili tedavilerle, herkesin sosyal korkular olmadan yaşamı sürdürebilme potansiyeli vardır.

> Kaynak:

Sosyal Anksiyete Enstitüsü. Sosyal Anksiyete Nedir? https://socialanxietyinstitute.org/what-is-social-anxiety