Aşk nedir?

Sevginin temel insan duygularından biri olmasına rağmen (bazıları en önemli olanı bile söyler), aşk sadece son zamanlarda bilimin konusu olmuştur. Sigmund Freud'a göre (1910), geçmişte olan sevginin incelenmesi "... bizim için 'gerekli sevgi koşullarını tasvir eden yaratıcı yazara" bırakıldı ... Sonuç olarak, bilimin kendisiyle aynı şeyle ilgilenmesi kaçınılmaz hale geliyor. Sanatçıların tedavisi binlerce yıldır insanlığa zevk veren materyaller.

Bu konuyla ilgili araştırmalar son 20 yılda çok fazla büyürken, doğaya yapılan ilk araştırmalar ve sevginin nedenleri önemli ölçüde eleştirilere yol açtı. 1970'ler boyunca ABD Senatörü William Proxmire, aşkı okuyan ve vergi mükelleflerinin israfı olarak işten çıkarılan araştırmacılara yöneldi (Hatfield 2001).

O zamandan beri, araştırmalar çocuk gelişiminde ve yetişkin sağlığında sevginin önemini ortaya çıkardı. Ama tam olarak aşk nedir? Psikologlar bu önemli duyguyu nasıl tanımlar?

Rubin'in Aşk ve Sevgi Ölçeği

Sevgi için psikometrik bir yaklaşım kullanan sosyal psikolog Zick Rubin, sevme ve sevme seviyelerini değerlendirmek için kullanılan bir ölçek geliştirdi.

Rubin'e göre, romantik aşk üç unsurdan oluşur:

  1. Ek: Diğer kişi ile ilgilenilmeli ve onunla birlikte olma ihtiyacı. Fiziksel temas ve onaylar da bağlamanın önemli bileşenleridir.
  2. Bakıcılık: Diğer kişilerin mutluluğunu ve ihtiyaçlarınızı kendinizinkine göre değerlendirmek.
  1. Samimiyet: Özel düşünceleri, duyguları ve arzuları diğer insanla paylaşma.

Bu romantik aşk görüşüne dayanarak, Rubin bu değişkenleri ölçmek için iki anket geliştirdi. Başlangıçta Rubin, bir kişinin başkaları hakkında tuttuğu tutumları değerlendirmek için tasarlanmış yaklaşık 80 soru tespit etti.

Sorular, sevme ya da sevme duygularını yansıtıp yansıtmadıklarına göre sıralandı.

Rubin'in sevme ve sevme ölçekleri, onun aşk teorisine destek verdi. Ölçeklerin sevme ve sevme arasında gerçekten farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için yapılan bir araştırmada Rubin, katılımcılardan hem kendi partnerini hem de iyi bir arkadaşını nasıl hissettiklerini temel alarak anketlerini doldurmalarını istedi. Sonuçlar, iyi arkadaşların sevme ölçeğinde yüksek puan aldıklarını, ancak sadece önemli olanların sevgi için ölçeklerde yüksek puan aldıklarını ortaya çıkardı.

Aşk Biyolojik mi yoksa Kültürel Bir Olgu mu?

Sevginin biyolojik görüşleri, duyguyu insani bir sürücü olarak görme eğilimindedir. Sevgi genellikle öfke ya da mutluluk gibi temel insan duygularından biri olarak görülse de, bazıları sevginin, kısmen sosyal baskılar ve beklentiler nedeniyle ortaya çıkan kültürel bir olgudur. Bir Zaman yazısında, psikolog ve yazar Lawrence Casler, "Sevginin insan doğasının bir parçası olduğuna inanmıyorum, bir dakikalığına değil. İşyerinde sosyal baskılar var."

Eğer aşk salt bir kültürel icat olsaydı, bazı kültürlerde sevginin basitçe varolmamasının mantığı olurdu. Ancak, antropolojik araştırmalar sevginin evrensel bir duygu olduğunu öne sürmektedir. Aşk, büyük olasılıkla hem biyolojik sürücüler hem de kültürel etkiler tarafından etkilenir.

Hormonlar ve biyoloji önemli olsa da, bu duyguyu ifade etme ve deneyimleme biçimimiz kişisel aşk anlayışımızdan etkilenir.

Kaynaklar:

Gray, P. (1993, 15 Şubat). Aşk nedir? Zaman Http://www.time.com/time/magazine/article/0,9171,977763-1,00.html adresinde çevrimiçi bulundu

Hatfield, E. (2001). Elaine Hatfield. Bir O'Connell (Ed.) Elaine Hatfield'de. Başarı modelleri: Seçkin kadınların psikolojiye yansımaları, 3 , 136-147.