Sadece Dikkat Edilir Fark Stimülasyonu

Fark eşiği olarak da bilinen sadece fark edilebilir fark (JND), bir kişinin zamanın yüzde 50'sini tespit edebileceği minimum stimülasyon seviyesidir. Örneğin, farklı ağırlıklardaki iki nesneyi tutmanız istendiyse, fark edilen fark, ikisi arasında zamanın yarısını algılayabileceğiniz minimum ağırlık farkı olacaktır.

Dikkat çekici fark ve mutlak eşiği karıştırmamak önemlidir. Fark eşiği, stimülasyon seviyelerindeki farklılıkları tespit etme kabiliyetine sahip olmakla birlikte, mutlak eşik, en küçük tespit edilebilir uyaran seviyesine karşılık gelir. Örneğin, sesin mutlak eşiği, bir kişinin algılayabileceği en düşük ses seviyesi olacaktır. Fark edilen fark, kişinin hissedebileceği hacimdeki en küçük değişiklik olabilir.

Sadece Dikkat Edilecek Farklara Daha Yakın Bir Bakış

Fark eşiği ilk olarak Ernst Weber adında bir fizyolog ve deneysel psikolog tarafından tanımlanmış ve daha sonra psikolog Gustav Fechner tarafından genişletilmiştir. Aynı zamanda Weber-Fechner Kanunu olarak da bilinen Weber'in Yasası, farkedilen farkın orijinal uyaranın sabit bir oranı olduğunu ortaya koymaktadır.

Örneğin, bir katılımcıya bir ses sunduğunuzu ve desibel seviyelerini yavaşça artırdığınızı hayal edin.

Katılımcının ses seviyesinin arttığını söyleyebilmesi için ses seviyesini 7 desibel artırmanız gerekiyordu. Bu durumda, sadece fark edilir fark 7 desibel olacaktır. Bu bilgileri kullanarak, diğer ses seviyeleri için farkedilir farkı önceden tahmin etmek için Weber'in yasasını kullanabilirsiniz.

Gerçekte, göze çarpan tek fark, denemeler arasında farklılık gösterebilir. Bu nedenle JND genellikle çoklu denemeler yapılarak ve katılımcıların zamanın en az yüzde 50'sini tespit edebilecekleri en küçük seviyeler kullanılarak belirlenir.

Uyaranın yoğunluk seviyesi, insanların ne kadar değişiklik gösterdiği konusunda da rol oynayabilir. Bir ışık çok, çok loş ise, insanlar aynı değişikliklerin daha parlak bir ışığa yapılıp yapılmadığına göre yoğunluktaki küçük değişiklikleri fark etme olasılıkları daha yüksek olabilir.

Örneğin, karanlık bir sinemada olduğunuzu hayal edin. Ev ışıkları yavaşça açılmaya başlar ve ışık yoğunluğunda bile çok küçük bir değişikliğe dikkat edin. Ardından, tiyatrodan ayrılır ve güneşin parıldadığı yerde dışarı çıkın. Işık yoğunluğunda aynı değişiklikler dışarıda yapılmışsa, uyaran seviyesi çok daha yüksek olduğundan bunları farketme olasılığınız daha düşük olabilir.

Göze çarpan fark, dokunma, tat alma, koku alma, duyma ve görme gibi çeşitli duyular için geçerlidir. Diğer şeylerin yanı sıra parlaklık, tatlılık, kilo, basınç ve gürültülülük gibi şeylere uygulanabilir.

Bazı Daha Örnekler